13 Kasım 2008 Perşembe

Karanlıgın Gladyatörü{Ateşböcegi Masalı,2. Kısım }


Anlamsız bir öfke gözlerimde...
Keskin ve agır bir kılıc elimde...
Yavaşça ilerliyorum karanlık bir labirentte...
''Yine mi sen!'' diye meydan okuyorum karanlıgın lanetine...
Tedirgin bakışlar atıyorum çevreye sessizce...
Ama göremiyorum,bu lanet karanlık sarmış heryeri çepeçevre!
''Sakin olmalısın,ona inat parlamalısın!
Sen ışıksın!Ortasındasın işte yine o bilindik savaşın!''diyorum kendime...
Ve devam ediyorum ilerlemeye sakince...
Biliyorum,savaşım bu kez bir karanlık gladyatörüyle...
Ama ürkütmüyor bu beni,kendime olan inancım sayesinde...
Kare kare aklıma geliyor sahneler labirentte ilerledikçe...
Oluşmaya başlıyor labirentte yaşadıklarım zihnimde...
Anlam veremiyorum alıp veremedigi nedir karanlıgın benimle...
Yaralanıyorum gladyatörle her dövüşümde...
Ama yere düşsem dahi öldürmüyor beni garip bir şekilde...


Sesler duymaya başlıyorum,derinlere indikçe...
İki siluet görüyorum,ancak seçebiliyorum bakınca dikkatle...
Tanıdık geliyorlar,sasırıyorum''Burada işleri ne?Karanlıgın savaşı benimle!''
''Kaybolduk..''diyorlar ürkekçe..
''Ama başardık bulmayı birbirimizi zaman içinde..''
Garip gladyatörden bahsetmeye başlıyorum bende..
Onlar da anlam veremiyorlar cekilmesine her seferinde...
Derken büyüyor gözbebekleri angelica'nın,
Şaşkın ama korkmuş,birşey işaret ediyor içinde karanlıgın...
Arkamı dönmeme fırsat kalmadan üstünde buluyorum kendimi siyah bir atın...
Ve kucagındayım gladyatörünün karanlıgın...


İfadesiz bir şekilde bakıyorum suratına...
O ise ifadeden çok yoksun,taktıgı maskenin altında...
Anlamaya,çözmeye çalışıyorum,''Beni öldürebilcekken neden bu çaba?''
''Anlayamadın mı benim bu savaşı sürdüren,
Öyle yalnızım ki senide kaybedicektim öldürürsem,
Karanlık bir labirentte tek olmak ne demek bilemezsin,ışıgın içinden geldiginden...
Ve uzatmam bu savası sadece bu yüzden...''


Bense duyduklarından şaşkın,
''Nedir ki seni bunca karanlıga esir eden?
Düşmanını bile öldürmekten çekindiren?
Işığı geçtim,karanlıktaysan ona da mı inancın yok gercekten?
İnanmalısın artık birşeylere gecikmeden...
Karşımdasın,savaşıyorsun peki sordun mu kendine hic bu savas neden?
Nedir beni karanlıgın esaretine sürükleyen?''


Sessiz kalıyor,gözlerine bakıyorum cevap beklercesine...
Tanıdık geliyorlar birdenbire!
Bu ışık...Olamaz diyorum kendi kendime...
Anlıyor farkına vardıgımı ve indiriyor beni labirentin önünde...
''Hadi git!'' diyor ,''Buraya ait degilsin,çürüme benim gibi sende...
Bak görmüyor musun ışık hemen önünde!''diyor sertçe...


Kalıp konuşmayı istiyorum bense...
Umrumda degil ne karanlık ne de ışık hiçbir sekilde...
Dinlemeyi istiyorum bakıyorum ona,özledigim gözlere...
Anlıyorum kararı kesin,ama biliyorum karsılasacagız yine...
Herzaman ki gibi beklenmedik bi zamanda ve umulmadık bir yerde...
''Beklemeye devam!''diyorum ,''Payıma düsen beklemekse...''
Ama biliyorum ki cevaplicak,anlam veremedigim ne varsa günün birinde...



-lilith-

0 yorum: