15 Ocak 2009 Perşembe

Denge


Sevmişimdir küçüklügümden beri...
İnce duvarların üzerinde yürümeyi...
Kollarımı iki yana açıp yavaşça kurmayı dengeyi...
Ve göze almayı düşme riskini...



Bu yüzden belki de...
Kolay kurabildim dengemi yine..
Sevgiyle nefret arasındaki bu ince cizgide...
Gezindim herşeyi toparlamaya çalışarak zihnimde...
Sevgiden yana düşmek istedim her tökezledigimde...
Nefrete itme çabasındaydın sen ise...
Nefret degildi bana göre...
Agır gelir nefret,bu yüke alışmamış yüreklere...





Çekemedin istedigin yöne...
Azimliydim başarıcaktım kalmayı dengede...
Ne yazık ki gelmiştim o hiç sevmedigim yol ayrımlarından birine yine...
O kadar çok itmiştin ki beni düşmem için nefrete...
Seni kırmayıp nefreti seçtim bende...
Sevmiyordum artık seni işte...
İstedigin bu degilmiydi zaten seninde...
Nefret etmem senden ölesiye...
Tebrikler başardın,taşıyordum artık bu agır yükü içimde...
Diyordum ki kendime...
'Hislerim nefretin zirvesinde'...







Bu agır yükü taşıyordum büyük bir öfkeyle...
Gülmüyordum hiç,eglendirmiyordu beni hiçbirşeyde...
Küçük bir çocuk gülümsedi bana birgün,baktı donuk gözlerime..
Şaşırdı tepkisizligime...Alışmıştı gözlerine bakan herkesin gülümsemesine...
Ama bende ters tepmişti işte...Donuklugum onuda dondurdu...
Bir damla yaş belirdi masum gözlerinde...
Annesi anlam veremedi bebeginin aglamasına durduk yere...
Bense arkamı dönüp uzaklasmaya baktım ordan biran önce..
Suçlulugundan kurtulamadım uzun süre....
Neydi ki alıkoyan beni gülümsemekten küçücük gözlere bile...





Aglamaya başladım bende bir gün saçma sapan bir yerde ve sebepsiz yere...
Belkide beceremedigim için taşımayı bu kini içimde..
Temizliyordum içimi tüm bu öfkedende,nefrettende...
Yıkadım,tertemiz olana kadar ne varsa içimde...
Mattı ama temizdi,nefretin tüm kiri gitmişti işte...




Eskisi gibi gülümseyerek cevap veriyorum artık tüm yüzlere...
Özellikle de gülümseyen bebeklere...
İçimdeki dengede buydu işte...
Teşekkür ediyorum hergün dogumunda ,o bebege...
Yardım ettigi için kalabilmeme..
Huzurla sabır arasındaki o zor dengede..



-lilith-

11 Ocak 2009 Pazar

Biraz Yagmur...Biraz Fırtına...




Tepenizde hissettiginiz zamanlar olur tüm yagmurları...
Ensenizde bitmiştir sanki her bir damlası...
Tatlı bir gezintiye çıkmışken karşınızda buluvermişsinizdir fırtınayı...
Bulutlar kaplamıştır ortalıgı...
Sular çevirmiştir her yanınızı...




Şemsiyenizden medet umar biraz olsun kesmek istersiniz bu bıçak gibi damlaları...
Alır elinizden şemsiyenizi bir ugultuyla bu fırtınanın ufak bir rüzgarı...
Kaçmak istersiniz,koşarsınız delmek istermiş gibi karanlıgı...
Koparan siz olmadıgınızdan bu fırtınayı;
Başaramazsınız kaçmayı...
Çakan şimşeklerdir ancak getirebilen aydınlıgı...





Daha fazla aydınlık için daha fazla şimşek?
Kurtulmak için bitmesini beklemek?
Bitmesi için en şiddetlisini yaşamak gerek?




Fırtınanın göbegindeyseniz,ve yoksunsanız bir şemsiyeden bile...
Sırılsıklam olana kadar ıslanmalısınız kaçmayı denemek yerine...
Şimşeklerini kullanmak zorundasınız fırtınanın,yoksa aydınlatıcak hicbirsey elinizde...
Gökgürültülerine tahammül etmelisiniz,kavusabilmek için huzurun sessizligine...
Dinicektir fırtına,tam da herşey bitti dediginiz yerde...
Yagmurun süresi baglıdır yalnızca fırtınanın şiddetine...
Hiçbir fırtına öldürmez sizi,siz istemedikçe...
Hiçbir yagmurda sonsuza dek sürmez,beklemeyi bilince..



Peki fırtına dindiginde?
Islak,bitkin...Kızgın birazda...
Ama cesur eskisinden...'Atlattım işte...Altı üstü bir fırtına?'
Dogru ya...
Hayat ne ki zaten biraz yagmur biraz fırtına...
Bir kaç güneşli gün için degilmi tüm bu çaba...

-lilith-