15 Kasım 2011 Salı

Dünya'dan Notlar



Benimde mutlu olduğum zamanlar olduğunu farkettim...
Tek sorun bunun anlarla sınırlı olması...

Ne yaşadığımı anlamaya başladım sanırım...
Dünyaya alışamadım henüz... ama geçicek... sonu güzel biticek...

Ellerimin hala titrediğini farkettim...geçtiği falan yoktu aslında...
Sadece ellerimin titrediğini unutmuştum...

Geçmişimi silerken bir hata olmuş, ben hiç bir şey hatırlamıyorum...
Yani demek istediğim ben kimim? Sanırım isteyerek kimliğimi kaybettim...

Tanrım, beni affet... Hala insanları sevemiyorum... Ama gerçekten çabalıyorum...

İnsanların çalışma mekanizmalarını çözmeye başladım sanırım... Eğer bir konuda mutsuz yada üzgünseniz o konu hakkında ne kadar mutlu olduklarını anlatıyorlar... Açsanız ne kadar tok olduklarını, yalnızsanız aşklarını, kimsesizseniz ailelerini, hastaysanız sağlıklarını... Birilerine acımak onları mutlu ediyor... Evet, kesinlikle acımak çok sevdikleri bir duygu...Ama en çok da kendilerine acıyorlar...

Sorun yalnız kalmak da değil aslında, yalnızlığının garipsenmesi...


Bir gözyaşı şişemin olmasını dilerdim... Geceleri odamda ritimli ağlamayı seviyorum...

...

4 yorum:

Unknown dedi ki...

"geceleri odamda ritimli ağlamayı seviyorum"...bu tümce oldukça manidar olmuş. satırların arasında, tıpkı hayatımızdaki anlar gibi sıkışmış gerçeklikler mevcut lilith.

insanlar kendilerini garip bir libido tatmini ile meşgale ediyorlar, senin hüzün ve acılarınla

kalemine sağlık.

lilith dedi ki...

teşekkür ederim güzel yorumun için..
içimdekileri gerçekten dökebilmişim kaleme bunu anladm yorumundan...

Unknown dedi ki...

döküyorsun zaten.

acılar ve hisler hep bizi kelimelere kanatıyor. bunun en büyük sorumlusu kevaşeleşmesine istemeden izin verdiğimiz duygularımız değil, kevaşeleşmiş bireylerin hayatımızın törpülerini alacağı sanrısıyla onları sokmamızdır diye düşünüyorum..

neyse daha fazla konuşurak yazıyı boşaltmak istemem. kalemin daim olsun!

lilith dedi ki...

aksine güzelleştiriyorsun yazarak.
teşkkür ederim tekrar =)