11 Ocak 2009 Pazar

Biraz Yagmur...Biraz Fırtına...




Tepenizde hissettiginiz zamanlar olur tüm yagmurları...
Ensenizde bitmiştir sanki her bir damlası...
Tatlı bir gezintiye çıkmışken karşınızda buluvermişsinizdir fırtınayı...
Bulutlar kaplamıştır ortalıgı...
Sular çevirmiştir her yanınızı...




Şemsiyenizden medet umar biraz olsun kesmek istersiniz bu bıçak gibi damlaları...
Alır elinizden şemsiyenizi bir ugultuyla bu fırtınanın ufak bir rüzgarı...
Kaçmak istersiniz,koşarsınız delmek istermiş gibi karanlıgı...
Koparan siz olmadıgınızdan bu fırtınayı;
Başaramazsınız kaçmayı...
Çakan şimşeklerdir ancak getirebilen aydınlıgı...





Daha fazla aydınlık için daha fazla şimşek?
Kurtulmak için bitmesini beklemek?
Bitmesi için en şiddetlisini yaşamak gerek?




Fırtınanın göbegindeyseniz,ve yoksunsanız bir şemsiyeden bile...
Sırılsıklam olana kadar ıslanmalısınız kaçmayı denemek yerine...
Şimşeklerini kullanmak zorundasınız fırtınanın,yoksa aydınlatıcak hicbirsey elinizde...
Gökgürültülerine tahammül etmelisiniz,kavusabilmek için huzurun sessizligine...
Dinicektir fırtına,tam da herşey bitti dediginiz yerde...
Yagmurun süresi baglıdır yalnızca fırtınanın şiddetine...
Hiçbir fırtına öldürmez sizi,siz istemedikçe...
Hiçbir yagmurda sonsuza dek sürmez,beklemeyi bilince..



Peki fırtına dindiginde?
Islak,bitkin...Kızgın birazda...
Ama cesur eskisinden...'Atlattım işte...Altı üstü bir fırtına?'
Dogru ya...
Hayat ne ki zaten biraz yagmur biraz fırtına...
Bir kaç güneşli gün için degilmi tüm bu çaba...

-lilith-



3 yorum:

buraneros dedi ki...

çok hoş ve olgun bir ''dönüş'' yazısı olmuş,sevindim:))

lilith dedi ki...

teşekkür ederim=)

Adsız dedi ki...

Siyah ve pesimistlik ikilisini hep sevmişimdir. Takit etmeye çalışacağım.